NEDEN BLOG
Tıp eğitimi ömür boyu sürüyor.
Bilgiye ulaşmak için kullandığımız yöntemlerse evrim geçiriyor. Değerli hocam
Dr. John Fowler’in bize yolladığı “günün sorusu”, uzun bir süre boyunca her gün
ilk kontrol ettiğim mesaj oldu.
Sosyal medyada FaceBook
kullanmaktan çok çabuk sıkıldım. Bu alanı tıp eğitimi ve özellikle Acil Tıpta bilgi
paylaşımı için kullanabilen hocalarıma şapka çıkarıyorum.
WhatsApp kullanmayı
arkadaşlarımdan öğrendim ve çok sevdim. Klinik içinde iletişimde aktif olarak
kullanıyoruz.
Özellikle lise arkadaş grubum ve
diğer arkadaşlarımla WhatsApp üzerinden olumlu bir iletişim kurduk. Blog
yazmaya başlamakla ilgili tereddütlerimde bana cesaret veren yine lise
arkadaşlarım oldu; Göksel Altınışık Ergur, Harika Mıhoğlu, Elif Canan Cingi,
Vedat Güven, Emre Çoğulu, Adnan Şenyurt… hepsine müteşekkirim.
Twitter uygulamasını internlerden
ve lise arkadaşlarımdan öğreniyorum. Daha acemisiyim, bilgi paylaşımında
kullananlara özeniyorum.
Tıp ve sağlıkla ilgili bilgilere
artık kolaylıkla ulaşabiliyoruz. İnternette hemen her hastalık ve tedavisi
hakkında hem hastalara hem de sağlık profesyonellerine yönelik yazılar ve
videolar var. Üstelik bunların bir kısmı hastaların kendi kişisel deneyimlerini
içeriyor. Böylece biz de empati yapma şansımızı artırıyoruz.
Bilgiye ulaşmanın artık daha
kolay olması, bilgiyi süzme ihtiyacını da beraberinde getirdi. Kaynağını ve
yazılış tarihini kontrol etmeden hiçbir şeyi okumaz olduk.
Kendi adıma bilgi tazelemek için
en çok ve ilk önce başvurduğum adresler www.emedicine.com,
https://emedicine.medscape.com, https://www.uptodate.com, ve tabii ki https://www.acilci.net. Herkese öneririm.
Tıp fakültesi öğrencileriyle ders
notlarını paylaşmak gerektiğine inanıyorum. Bu paylaşımın nasıl olacağı
konusunda bazı endişelerim oldu. Öncelikle hazırlayacaklarımın öğrenci
tarafından ‘kesin-son bilgi’ olarak görülmesini istemem. Hazırlanan notlar
öğrencileri diğer bilgi kaynaklarına ulaşma konusunda tembelliğe
yönlendirmemelidir.
Derslerde kullandığım sözlü
sunumları paylaşma konusunda isteksizim. Çünkü bazı görseller ürün fotoğrafları
içeriyor ve reklam olarak değerlendirilebilir. Yine de öğrencilerin (daha
doğrusu ders notlarını çoğaltarak para kazanan bazı kişilerin) dersliklerdeki
bilgisayarlara yükledikleri yazılımlarla kullandığımız sunumları kopyalamaya
çalıştıklarını biliyoruz.
Yazılı ders notlarını kendim
hazırlayıp paylaştığımda, güncelleme yapsam da öğrenciler eski notları edinmiş
olabiliyorlar. Bu konuda biraz daha rahatım, bilginin güncelliğini kontrol
etmek kendi sorumluluklarında çünkü.
Öğrencilerin beklentileri ‘ders
notu dışında soru hazırlanmaması’ yönünde olsa da, bu sadece tatlı bir hayal
olabilir; sınavlarda çok çeşitli sorular mutlaka olacaktır.
Blog yazılarını hazırlarken bir
başka konuda daha bocaladım; ne kadar detaylı yazmalı? Bazı konuları 1 ve 2
şeklinde hazırlamaya karar verdim.
“FOAMed çağında, bilgiye ulaşmak
bu kadar kolayken, bunları neden yazıp paylaşıyorum ki, hazır yazılmışı var”
demek yerine; ben de kendimce bilgimi paylaşmak istedim. Böylece kendimi güncellemek
de daha eğlenceli olacak.
İşte… bir blog adresi aldım ve
paylaşmaya başladım…
Nesem Nurum cok iyi yaptın. Bana yıllardır "neden blog olmuşturmuyorsun, tam sana göre " diyen arkadaşlarımı yeni anlıyorum. Seni ders notu dışındaki paylaşımlar için se cesaretlendireceğim göreceksin. Benim ilk paylaşımım sunumlarımızı etkinlestirmekti ve çok az okundu. Video da izlenmiyor ama yaşamdan damıttıklarım çok daha fazla okunuyor ve etkileşim sağlıyor. Kalemine kuvvet... bu arada hemen reklam yapayım: www.kaleminizi.com
YanıtlaSil